27 Mayıs 2007 Pazar
22 Mayıs 2007 Salı
ufak ufak
sanırım söylüyorsun ufak ufak. ufak ufak kalıyorsun yanımda. ufak ufak gideceğini söylerken sarılıyorsun. ve daha çok kalarak kaçıyorsun. daha çok yalan söylüyorsun hepimize. hepimiz yanlız kalıyoruz. hepimiz kendi köşemizde sıramızı beklerken, aslında ufak ufak bir "sıra" nın olmadığını fark ediyoruz. ve kafamız önümüzde, kalanlar gerimizde, nefes bir "an" ilerde...bekliyoruz.
hareket bizi lanetliyor. atalet, dinamiği zorluyor. enerji, geri dönen tüm frekanslara karşı, sunduğu hediyenin rededilmesi üzerine küsüyor. yavrumsun benim. minik. ufak. benim kadar. bizim kadar. . .
beni sevmiyorsun...
ve gülümseyebiliyorum
hareket bizi lanetliyor. atalet, dinamiği zorluyor. enerji, geri dönen tüm frekanslara karşı, sunduğu hediyenin rededilmesi üzerine küsüyor. yavrumsun benim. minik. ufak. benim kadar. bizim kadar. . .
beni sevmiyorsun...
ve gülümseyebiliyorum
kırıntılı yapraklar verdim ara bulduğum zamanlarda-gizlice. havamı yükselttim sisli kaçan iki çift ayaktan. minik bir yara var kabuk bağlamış. elin gitmezmi ona. gidişinin amacı yolmakmıdır? gidişin onun yok olmasını istemendenmidir?.yoksa yaranın kabuğunu sökmekmidir? ve kabuk. bağımlılıkmıdır? yara beni seçer belki. ama kesinlikle benim yaraya ihtiyacım var. sadece kabuğu için. ..sökmeli ve yenisi hemen çıkmalı...
ben "yarayım"
kabuğum sökülmeli..ve yenisi gelmeli. yara iyileşene kadar.
ten' le bütünleşene...
ben "yarayım"
kabuğum sökülmeli..ve yenisi gelmeli. yara iyileşene kadar.
ten' le bütünleşene...
14 Nisan 2007 Cumartesi
yapmalısın
tam da karşımda duruyor. tam önümde.
bir karşılık bekliyor sanki. yaptığı her hareketin karşılığında birşeyler.
ama sürünemem senin için. eğer bir bakarsan bana yerde olduğumu görürsün.
ben baktığımdaysa senin ayaklarını göremiyorum.
susmalısın.
kalkmalıyım.
bir karşılık bekliyor sanki. yaptığı her hareketin karşılığında birşeyler.
ama sürünemem senin için. eğer bir bakarsan bana yerde olduğumu görürsün.
ben baktığımdaysa senin ayaklarını göremiyorum.
susmalısın.
kalkmalıyım.
11 Nisan 2007 Çarşamba
7 Nisan 2007 Cumartesi
g i t
yazı duraksamanın çakılmışlığı ile son bulur aslında. ben bu noktada başlamayı seçtim. öfkemin kaynağına doğru, bazen koşarak bazen uyuyarak bazen de kaçarak yaklaşmayı denedim. nerdesin acaba?
nerdesin?
cevabı görüyor olduğunu farz-et. kaynak göründüğünü fark edince,- uzaklaştığını. o kadar bağımsız ki ve yapılabilecek birşey yok. adın var ama söyleyemiyorum. harflerinin sesleri düğüm.
çıkışımın kaynağıyla sorunumun kaynağının aynı olması nasıl bir duygu? nasıl bir öfke olabilir ki hem kendini hem diğer şeyleri ve kimseleri bu kadar yerin altına gömebilir. bu kadar mı kaynak kendini rahatça serbest bırakıp suçsuzluğunu haykırabilir. peki ben ne yapayım? nerden çıkıp nerden kaçayım? ...
ordasın
ve benim sırtım dönük
çünkü yüzüm yok
yüzüm sen orada oldukça-kara..
sızıntı
telaş
mahcubiyet
ben
.
git.
nerdesin?
cevabı görüyor olduğunu farz-et. kaynak göründüğünü fark edince,- uzaklaştığını. o kadar bağımsız ki ve yapılabilecek birşey yok. adın var ama söyleyemiyorum. harflerinin sesleri düğüm.
çıkışımın kaynağıyla sorunumun kaynağının aynı olması nasıl bir duygu? nasıl bir öfke olabilir ki hem kendini hem diğer şeyleri ve kimseleri bu kadar yerin altına gömebilir. bu kadar mı kaynak kendini rahatça serbest bırakıp suçsuzluğunu haykırabilir. peki ben ne yapayım? nerden çıkıp nerden kaçayım? ...
ordasın
ve benim sırtım dönük
çünkü yüzüm yok
yüzüm sen orada oldukça-kara..
sızıntı
telaş
mahcubiyet
ben
.
git.
3 Nisan 2007 Salı
başlangıç tırnağı,
bir övünme,
başka bir acı.
işaretli noktalardan ne kadar da uzağım ve noktalarım ne kadar silik.
ne kadar mutluyum bir bilsen.
kafa kaşıntısında huzuru bulan-bulup-kaşımayan-kaşınan adam.
belki her bir sokağın karşısında aynı süslerle gelirsin-kalırsın. belki sadece önemsiz detaylarla uğraşırız. kap git beni. beni kap git. git beni kap. arka bahçem yetirince kurak. ....nem-im bulut.
elim tozlu.
ve sen hasarlarda habersizce uyuyorsun bunları okurken.
bende yazarken kokluyorum..
aslında biliyormusun ne oldu?
ne hale geldik?
biliyormusun?
korkunç bir uyumsuzluk edindik...............................................................................................ve dünya bilmez artık bizi...
bir övünme,
başka bir acı.
işaretli noktalardan ne kadar da uzağım ve noktalarım ne kadar silik.
ne kadar mutluyum bir bilsen.
kafa kaşıntısında huzuru bulan-bulup-kaşımayan-kaşınan adam.
belki her bir sokağın karşısında aynı süslerle gelirsin-kalırsın. belki sadece önemsiz detaylarla uğraşırız. kap git beni. beni kap git. git beni kap. arka bahçem yetirince kurak. ....nem-im bulut.
elim tozlu.
ve sen hasarlarda habersizce uyuyorsun bunları okurken.
bende yazarken kokluyorum..
aslında biliyormusun ne oldu?
ne hale geldik?
biliyormusun?
korkunç bir uyumsuzluk edindik...............................................................................................ve dünya bilmez artık bizi...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)